Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası
Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası, uzun yıllardır Türkiye'de 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan ve toplumumuzu tüketim alışkanlıkları hakkında bilinçlendirmeyi amaçlayan özel bir hafta. Yerli üreticinin korunması ve israfın önlenmesi, ekonomik büyümemiz için gerekli konuların başında geliyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde vurguladığı gibi, Cumhuriyet tarihi boyunca, yurdun bağımsızlığının muhafazası için yerli mallar üretilmesi ve kullanılması konusuna her zaman önem verilmiş ve bu vizyon ile adımlar atılmıştır. 1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası adıyla kutlanmaya başlanan etkinlikler, 1983 yılından itibaren resmi olarak Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirilmiştir.
Yerli Üreticinin Desteklenmesi
Yerli üreticinin desteklenmesi, Türkiye'nin ekonomik kalkınması ve sürdürülebilir büyüme için büyük bir önem taşıyor. Müşteri taleplerini daha iyi anlayarak, yerel pazar koşullarına daha uygun ürünler geliştirebilen yerli üreticinin tercih edilmesi, aynı zamanda daha güvenilir ve kaliteli bir alışveriş gerçekleştirmek demek. Müşteri memnuniyetini sonrasında artan talebin, yerel pazardaki rekabeti yükseltmesi; rakip firmaların, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarını geliştirerek üretim süreçlerini iyileştirmeleri, üretim kalitesinin artması anlamına gelir. Artan talebi karşılayabilmek için istihdam açığı doğar ve sonuç olarak işsizlik azalarak toplum refahı artar. Aynı zamanda tüketiciye daha uygun fiyata daha verimli bir ürün sunulmuş olur. Artan yerli üretim ve geleceğine güvenen yerli üretici, ekonomiye doğrudan katkı sağlar.
Yerli Üretime Yönelmenin Çevresel Faydaları
Yerli malı tüketmek, uzun mesafeler boyunca taşınması gereken ithal ürünler yerine yerel üretimi tercih etmek anlamına gelir. Bu da lojistik süreçlerinden kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltır. Üretimin yerel kaynaklar kullanılarak yapılması da hem çevresel etkileri minimize eder, hem de yerel tedarikçilere katkı sağlamış olur. Ayrıca, yerli üretimde kullanılan malzemelerin kaynakları genellikle yerel kaynaklardır, bu da doğal kaynakların daha sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlar. Yerli üreticiden alışveriş yapmak, enerji ve kaynak verimliliği bakımından oldukça çevreci bir seçenektir.
Giderek artan enerji gereksinimi ve fosil yakıt rezervlerinin azalması, tüm dünyayı yenilenebilir enerji sistemlerine yönelmeye teşvik ediyor. Sınırlı doğal kaynakları tüketmek yerine, alternatif enerji kaynaklarını kullanmak (güneş, rüzgar, su ve biyokütle vb.), çevresel anlamda çok daha sürdürülebilir bir düzleme oturur. Bu bağlamda Unigen de Düzce'deki yükseltilmiş döşeme fabrikasının elektrik ihtiyacını, yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisiyle karşılayarak, doğa bilincini tüm süreçlerine yansıtır. Kurulumu 2023 Mart ayında tamamlanan 800 kWp fotovoltaik sistem ile, 2023 Temmuz ayı sonuna kadar elektrik üretimini 400.000 kWh değerine ulaştırmıştır ve elektrik ihtiyacını bu şekilde karşılamıştır. Unigen, yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisine yönelerek, yalnızca temiz enerji sağlamakla kalmamış, aynı zamanda doğaya yaklaşık 264 ton CO2 gazı salınımı engellemiştir. Bu değer ise 4.982 adet ağaç dikimiyle eş değerdir.